Bu sefer sizlere sunacak olduğumuz incelememiz için seçmiş olduğumuz oyun Cabela’s African Adventures oldu. Avcılık üzerine kurulmuş oyunda FPS ögelerini de fazlasıyla görebiliyoruz; bu yüzden farklı bir serüven denemek, keyifli zaman geçirmek isteyenler için ilk başta akılda iyi hisler uyandırabilecek bir temaya sahip. Peki incelemede karşımıza neler çıktı, işte onlar.
Şimdi gelelim oyunun içeriğine, oynanışına ve grafiklerine falanına filanına. Evet bu bir avcılık oyunu. Fakat diğer avcılık oyunlarının aksine daha kapsamlı bir oyun. Diğerleri gibi FPS türünde yapmak yerine TPS olarak tasarlanmış. Bu tema gayet uygun olmuş diyebilirim. Zaten sürekli olarak FPS avcılık oyunlarını oynamaktan içimiz daralmıştı.
Diğer avcılık oyunlarını oynadıysanız şunu bilmeniz gerekir: bir görevi alırsınız o mekanda doğarsınız ve gerekli hayvanı bulup öldürmeye çalışırsınız. İşte bu oyundaki sistem buna benziyor fakat biraz daha farklı. Bizim bir arazi aracımız var ve bu araç ile birlikte görev yerlerine gidiyoruz. Daha sonra görev yerine vardığımızda kısa bir sinematik bizleri karşılıyor. Ardından göreve başlamış oluyoruz. Gerekli olan her şeyi yapıp görevi bitirdikten sonra araca tekrar binerek farklı görevlere yol alabiliyoruz.
Tabii ki bu görevleri yaparken bir hikaye doğrultusunda ilerliyoruz. Hikayeye göre oyundaki amacımız Afrika’daki beş büyük hayvanı avlayabilmek. Bu hayvanlar şunlar: gergedan, aslan, leopar, cape buffalo ve Afrika fili. Bu hayvanları avlayabildiğimiz zaman işimizi tamamlamış oluyoruz.
Cabela’s African Adventures, Cabela’s konsol oyunundan 5 kat daha büyük haritaya sahip. E tabii böyle büyük harita olunca gezmesi de keyifli oluyor. Aracınızla gezerek beş farklı biyomu keşfedebilirsiniz. Üstelik aracınıza istediğiniz zaman inip binebiliyorsunuz. Benzini sınırsız merak etmeyin. Benzinin bitip bitmediğini keşfetmek için etrafta baya bir dolanmıştım.
Aracın fizik mekanikleri oldukça rahat tasarlanmış. Avcılık yapmadığım süreçte araç ile pek çok atraksiyona girdim. Hatta sandalyeye takılarak takla bile attım. Bu yüzden çok eğlendim. Yani bunu bir hata olarak görmeye gerek yok, hatayı eğlenceye de çevirebilirsiniz.
Karakterimiz o kadar çevik ve hızlı ki, hayvanların onu yakalaması oldukça zor. Tıpkı aracımız gibi esnek bir yapıya sahip. Oynarken çok keyif alıyorsunuz. Evet karakterimiz diğer oyunların aksine özelleştirilebilir durumda. Seviye kasarak çeşitli yetenekler açabiliyorsunuz. Bu yetenekler ikiye ayrılıyor: pasif ve aktif. Genellikle pasif yetenekleri yükseltmenizi öneririm. Hiçbir şeyi kullanmadan ekstra özellik kazanmış oluyorsunuz. Av sırasında farklı tuşlara basmak bazen başınızı derde sokabilir.
Tabii ki bu yetenekler haricinde, birbirinden farklı silahlar da mevcut. Silahları da istediğiniz gibi kullanabiliyorsunuz. Silahlar haricinde bir artış durumu da bulunuyor. Bu artış siz yetenekleriniz arttırdığınızda otomatik olarak artıyor. Size çeşitli imkanlar ve ekstra özellikler kazandırıyor. Mesela koşu sürenizi biraz daha arttırabiliyor. Evet oyun genel olarak bundan ibaret. Zaten avcılık oyununda en fazla ne yapılabilir ki.
Bu arada şunu da belirteyim. Merminiz veya canınız bittiği zaman kamp kurduğunuz evin oraya giderek evden gerekli malzemelerinizi alabilirsiniz. Şimdi, bu oyunu oynamalı mısınız? Asıl cevabı önemli olan soru bu. Yani ben bir denemenizi tavsiye ederim. TPS avcılık deneyimi oldukça keyifli. Üstelik hikaye modunun haricinde bir de Shootout Galleries modu bulunuyor.
Shootout Galleries modunda ise sadece imleci kontrol ediyorsunuz ve ekrandan geçen hayvanları avlamaya çalışıyorsunuz. Safari yapmaktan sıkıldığınız zaman bu moda girerek oldukça büyük bir keyif alabilirsiniz.
0 Comments