The Walking Dead: Season Two PC İnceleme


98

The Walking Dead Season Two

Televizyonda milyonları etkiledikten sonra oyun dünyasında da bir furya estiren The Walking Dead’in oyun olarak ikinci sezonu geçtiğimiz dönemde oyuncularla buluşturulmuştu. Şu anki oyun jenerasyonuna her şeyin grafik olmadığını gösteren, senaryosuyla herkesi etkilemeyi başlayan The Walking Dead: Season Two, birinci oyundan da daha fazla beğenildi. Biz de bu yazımızda sizler için The Walking Dead: Season Two PC inceleme yazımızı sunuyoruz.

Hep Clem’in üzerine döndü Walking Dead’in hikayesi. “Tamamen saf olan bir şey, kötülük dolu bir dünyada ne kadar saf kalabilir” sorusunu sordu ilk sezon. Aynı zamanda Lee’nin aradığı bağışlanma sorgulandı. Fakat ilk sezonun yegane özelliği, Clem’i, Lee Everett isimli pişmanlıklar ve çelişkilerle dolu bir adamın gözlerinden görmekti. Oyun bizi Lee’nin yerine koyuyor, bizleri sırtımıza taş gibi ağır gelen seçimlerle yüzyüze getiriyordu.

Lee’nin Clem’i hayatta tutma kaygısı yanında, onu içinde bulunduğu dünyadan da korumaya çalışıyordu. Aslına bakacak olursak, Lee, Clem’i çoğu şeyden korumaya çalışıyordu.

Bu bağlamda Walking Dead’in ikinci sezonu gerçekten “devam oyunu” kavramının hakkını veren bir yapım. İlk sezon Clem’in dünyasını Lee’nin gözlerinden görüyorken, ikinci sezon Clem’in dünyasını, Clem’in gözlerinden tecrübe ediyoruz.


“Ve o şapkasını hiç çıkartmadı Clem, yağmurda bozulan telsizleri gibi, işe yaramazdı oysa”

Ve bu gerçekten çok ama çok acı. Walking Dead’in ikinci sezonu, gerçekten acılarla kısa zamanda büyüyen bir Clem’in hikayesi. İlk bölüm, tamamen içinde bulunduğu dünyanın gerçekleriyle uzlaşmış bir Clem görürken, ikinci bölümde yaşadığı kayıpların acılarını kafasında meşrulaştırmaya çalışan, kendisini içinde bulunduğu dünya üzerinde bir yere koymaya çalışan, güçlü bir kızın hikayesini görüyoruz.

Telltale ekibi, gerçek anlamda hikayecilerden olşuyor. Özellikle Nick Breckon’ın muhteşem yazımı ile Jared Emerson-Johnson’ın müzikleri, öyle korkunç bir birliktelik içindeler ki, duygusal bir roller coaster sürüyormuş gibi hissediyorsunuz.

Fakat ikinci sezon karanlık, çok karanlık. Özellikle artık Lee, Clem’in hayatında olmadığı için, hızlı bir şekilde büyümek zorunda kalan bir Clem görüyoruz. Clem, küçük bir çocuk olsa bile, karakter olarak öyle büyüyor ki gözümüzde, bir noktadan sonra gerçekten küçük bir çocuk olduğunu unutuyorsunuz, ta ki oyun size bunu hatırlatan seçimlerle karşı karşıya getirene dek.

İkinci sezonun ikinci bölümü ise, serinin giderek artan karanlık skalasına uyarken, aynı zamanda küçük umut kırıntıları besliyor oyunculara. Özellikle öyle bir sahne var ki, koca ofiste gözlerimin ardında biriken ıslaklığı tutamadım.

Bunu size yaşatan çok fazla oyun görmeyeceksiniz yaşadığınız süre içerisinde, hatta ben bunu bana yaşatan çok fazla film ve müzikte hatırlamıyorum, bu bağlamda Walking Dead, Lee ve Clem ile kurduğum bağ benim için o kadar özel ve o kadar değerli ki, size bunu kelimelerle anlatmam gerçekten çok güç.

Oyunla ilgili ise, teknik olarak söyleyebileceğim çok bir şey yok, Walking Dead, bildiğimiz Walking Dead, ikinci sezonun ikinci bölümü ise karakter diyaloglarına, dramaya ve seçimlere çok daha dayanan bir yapıya sahip, kaldı ki bunu iyi bir özellik olarak söylüyorum.

400 Days oynadıysanız, orada konu alınan karakterlerden bazılarını görme şansınız yine devam ediyor, tabii yaptığınız seçimlere bağlı olarak değişebilecek bir durum bu.

İlk bölümde ve ilk oyunda yaptığınız seçimler ise bir Telltale geleneği olarak yaşadığınız hikayeyi etkiliyor, değiştiriyor.

Clementine’ın bizlerle birlikte büyümesi ise, sanırım Walking Dead serisinin en güçlü yanını oluşturuyor. Acılarla büyüyen Clem, yavaş yavaş acılarını yenmeyi öğreniyor…


admin

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir